30 Ağustos 2016 Salı

Stockholm Sendromu Nedir? | Stockholm Sendromunu Konu Alan Filmler

Stockholm sendromu, kişinin kendini rehin alan suçluya aşık olması durumuna denir. Sendroma adını veren Stockholm kentinde, 1973 yılının 23 Ağustos'unda büyük çaplı bir soygun olayı yaşanmıştır. Soyguncular polis tarafından kuşatılınca soygun başarısız olmuştur ve soyguncular 4 kişiyi rehin almışlar ve 131 saat (yaklaşık 6 gün) boyunca direnmişlerdir. Soyguncular, rehinelere kötü muamele uygulamamıştır hatta iyi bile davranmıştır. Rehineler, bilinç altlarında kendilerini soyguncuların tarafında hissetmiştir ve soyguncuların talimatlarını sanki kendileri istiyormuş gibi yerine getirmeye başlamışlar.

Direniş bitip soyguncular yakalanınca da rehineler soyguncuların aleyhine konuşmamıştır, soyguncuları korumaya ve suçlarını örtmeye çalışmıştır. Bundan sonra tarihte yüzlerce olayda bu durum meydana gelince bu durum psikoloji dünyasında Stockholm sendromu olarak anılmaya başlamıştır.

Mazoşizm ile karıştırılmaması gerekir, mazoşizmde kişi kendine zarar veren kişiden değil, zarar verilmesinden hoşlanırken Stockholm sendromunda kişi bir eyleme değil, bizzat kendini rehine alan kişiye aşık olur. Stockholm sendromunun gerekçelerinden biri rehin alan kişi ile rehinenin uzun süreli olaylarda birbirini artık yakından tanımaya başlamasıdır. Rehine, kendini rehin alan kişinin neden bunu yaptığını kavrar.

Bazı insanlar bu sendromun hemen hemen her uzun ilişkide görüldüğünü söylemektedirler. Uzun ilişkilerde kişiler mutlaka bir yerlerde ters düşerler ve tartışmaya başlarlar. Birbirlerine olan aşklarından (veya çıkarlarından) dolayı buna katlanırlar ve geri adım atarak tartışmayı sonlandırırlar. Bu, bir kişinin hem sevilen hem de nefret edilen tarafları varsa arkadaş ortamında da ortaya çıkabilir ancak aşk yaşanmaz, arkadaşlık bağları güçlenir. Bu Stockholm sendromu kapsamına girmemektedir, çünkü Stockholm sendromunun tanımında aşk kelimesi vurgudadır.

Bu sendromu içeren, konu alan veya bu sendroma değinen bazı filmler:
  1. The Collector (1965 yapımı, Korkunç Koleksiyoncu)
  2. Dog Day Afternoon (1975 yapımı, Köpeklerin Günü)
  3. The Getaway (1994 yapımı, Sonsuz Kaçış)
  4. A Life Less Ordinary (1997 yapımı, Olağanüstü Bir Hayat)
  5. The World Is Not Enough (1999 yapımı, Dünya Yetmez)
  6. V for Vendetta (2005 yapımı, V for Vendetta)
  7. In Time (2011 yapımı, Zamana Karşı)
  8. Labor Day (2013 yapımı, Başka Türlü Bir Aşk)
  9. La Casa De Papel (Dizi)
stockholm sendromunu konu alan filmler

Not: Kronolojik sıralamaya göre sıralanmıştır.

12 Ağustos 2016 Cuma

İnsanları Analiz Etmek

İnsanları analiz etmek, onlarla günlük hayatta birlikte yaşamayı, onlarla ticaret yapmayı, onlara bir şeyler aşılamayı ve birçok şeyi daha kolaylaştırır. Halkta insanları sadece psikologların analiz edebildiğine dair bir yanlış inanış vardır. Bu inanış çoktan yıkılmıştır, siz de karşınızdaki kişiyi analiz edip aklını okuyabilirsiniz.

Karşınızdakini analiz etmeniz aslında aklını okumanıza yakındır. Bir kişinin yalan söyleyip söylemediğini önceden yaptığınız bir analiz sayesinde anlayabilirsiniz. Örneğin üstünüze yeşil bir ceket giyin, karşınızdaki kişiye üstünüzdeki ceketin kırmızı olduğunu söylemesini söyleyin. Karşınızdaki kişi "Üstündeki ceket kırmızı." derken mutlaka vücudu yalan söylerken yaptığı şeylerin bir kısmını yapacaktır. Bu analizi birkaç kere üstünden zaman geçtikçe yaparsanız yalan söylediğinde genel olarak yaptığı şeyleri tespit edebilirsiniz. Bundan sonra o kişinin yalan söyleyip söylemediğini anlamanız çok kolaylaşacaktır.


Bir insanla ticaret yaparken karşınızdakini analiz etmek de ticaretinizi kolaylaştırır. Yine bir örnekle devam etmek gerekirse siz bir satış ortağı olun, karşınızdakine çocuk ayakkabısı satmaya çalışın. Çocuğun ayağındaki daha önce aldığı çocuk ayakkabısına bakın ve ondaki özelliklerden karşınızdaki kişinin nasıl bir şey aradığını tespit edin. O kişinin istediği özellikte ayakkabınız varsa bu ayakkabıyı tanıtın. Akıllıca değil mi, çok da zor değil.

Bir kişiye bir bilgi aktarırken de günlük hayatta zorlanabilirsiniz. İnsanlara bazı şeyleri aşılamak zordur. Karşınızdakinin ilgisini çeken bir konuda bilgi aktarımı yapın, bilgiyi aldığına eminseniz hareketlerini inceleyin. Gerçekten sizi dikkatlice dinlerken vücut dili ne diyor? Daha sonrasında bu kişinin sizi dikkatlice dinleyip dinlemediğini anlamanız kolaylaşacaktır.

Bu basit analizleri günlük hayatta yapmak pek zor değildir ancak getirisi çok fazladır. İnsanları etki altına almak, hayattaki en önemli yetenektir. Bu etkiyi kötüye kullanırsanız sonuçlarına katlanırsınız. İnsanları etki altına almak sadece sizin işinize değil, onların işine de yarayabilir. Çocuk ayakkabısı sattığınız örneğe geri dönün, karşınızdaki alıcı sizin sayenizde çocuk ayakkabısını buldu. Başka dükkanlarda gezip yine de bulamama ihtimali de vardı. Eğer siz bu analizi yapmasaydınız belki de o kişi sizi dikkate bile almayacaktı ve dükkandan çıkacaktı.

Clickbait Ne Demek? Türkiye'deki Clickbait Klişeleri

Clickbait, internetteki bir ögenin yanıltıcı bir şekilde tanıtılmasıdır. Örneğin Youtube'daki bir videonun görselinde videonun içeriğiyle alakalı bir şey yoksa, o görsel sadece kişiyi yanıltmak için konulmuşsa bu bir clickbait'tir.

Clickbait, genelde video ve site sahiplerinin para kazanmak için uyguladığı bir yöntemdir. Sitelerindeki yazıyı, yazıyla alakasız dikkat çekici bir isimle adlandırırlar ve kişiler sitelerine daha çok tıklar. Bu da onların kazancını arttırır. Türkçe'ye "tıklama tuzağı" olarak çevrilebilir.

clickbait nedir

Clickbait'in uygulandığı siteler genelde magazin haber siteleridir. Bu magazin haber siteleri ziyaretçilerin çoğu tarafından sevilmez, kişi bu şekilde bir tuzağa düştükten sonra genellikle o sitenin bağlantısını unutmaz ve o sitede paylaşılan şeyleri görmezden gelir. Ziyaretçiler, bu yöntemle karşılaştıklarında sitenin samimiyetsizliğine inanır. Bu da clickbait'in site sahibi için dezavantajıdır. Avantajı ise kişinin o yazıya bir kere de olsa inanıp tıklamasıdır. Ziyaretçi devamlı siteye girmese bile bir kerelik parayı kazandırmıştır artık. Bazı sektörlerde clickbait site sahibine kazandırsa da bazı sektörlerde zarar ettirecektir.