Klostrofobi, kapalı alan korkusuna denir. Bu fobiye sahip kişiler genellikle küçük bir boşluk ya da odaya girmekten ve kaçışının olmamasından çok korkarlar. Bu korku; kalabalık asansörler, penceresiz odalar ve hatta dar boğazlı giysiler tarafından tetiklenebilir. Genellikle panik atak ile sonuçlanan anksiyete bozukluğu olarak sınıflandırılır. Klostrofobinin başlangıcı, amigdala boyutunda azalma, klasik şartlandırma veya genetik bir yatkınlık gibi birçok faktöre bağlanmıştır.
Bir çalışma, dünya nüfusunun % 5-7'sinin şiddetli klostrofoban etkilendiğini, ancak bu insanların yalnızca küçük bir yüzdesinin tedavi aldığını gösteriyor.
Klostrofobinin iki önemli semptomu olduğu düşünülür: hareket edememe korkusu ve boğulma korkusu. Tipik bir klostrofobi sahibi; küçük odalar, kilitli odalar, arabalar, uçaklar, trenler, tüneller, su altındaki mağaralar, kilerler, asansörler ve mağaralardan en az birinden korkuyor. Klostrofobik ataklar için olası bir başka yer de diş hekimi koltuklarıdır. Özellikle de diş ameliyatı sırasında. Buradaki korku ağrı değil, koltukla sınırlandırılmaktır.
Klostrofobi sahibi insanlar eğer durum aşırılaşmamışsa genellikle derste sınıftan çıkmama gibi bazı toplumsal kurallarla sıkıntı yaşamazlar. Öğretmenin sınıftan çıkmayı kısıtlaması, onu etkilemez çünkü bir tehlike durumunda öğretmen çıkışa izin verecektir. Eğer öğretmen izin verse de çıkamıyorsa, yani çıkmasına izin vermeyecek fiziksel bir engel varsa klostrofobi tetiklenebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder